Rusya’nın lideri Putin hakkında göreve geldiği 9 Ağustos 1999 tarihinden bugüne kadar güvenilir olmadığı, diktatörlük kurduğu, eski Sovyetler Birliği sınırlarını hedeflediği gibi pek çok iddialar dile getirildi. 22 yıllık yönetimi döneminde Batı ile sıkı ilişkiler kuruldu, Batı dünyası ile entegrasyon sağlandı, kapitalist dünya ile birlikte yaşam benimsendi. Bu zaman dilimi içinde 2004 – 2005 yıllarında Ukrayna’da turuncu devrim ismi verilen ayaklanmalar, iç çatışmalar yaşandı. Bu çatışmalar Ukrayna’da Batı ve Rusya yanlılarının olduğunu gösterdi. Bu tarihten itibaren Batı ve Rusya, Ukrayna’yı kendi sosyal, kültürel egemenliği altına almaya çalıştı. Kabaca Ukrayna’nın Batı bölümü Batı’ya yani AB’ye, Doğu bölümü ise Rusya’ya yanaştı. 2014 yılında Rusya’nın Kırım’ı işgal etmesine Nato ses çıkarmadı ve bugünün silahlı çatışmalarının başlamasına çanak tuttu. Rusya’nın Kırım işgali sonrasında Kırım’ın hemen kuzeyinde yer alan Donetsk ve Luhansk bölgelerinde günümüze kadar süren Batı ve Rusya yanlıları arasında silahlı çatışmalar yaşandı. Rusya bu çatışmaları bahane ederek Ukrayna sınırına yüksek mikarda askeri yığınak yaptı.
Rusya 20 şubat 2022 tarihinde Ukrayna’nın kuzey ve doğu bölgelerinden ülkeyi işgale başladı. Bütün otoritelerin beklentilerinin aksine başkent Kiev’in düşmesi henüz gerçekleşmedi. Devasa askeri kapasitesi ile Ukrayna’yı iki üç gün içinde işgal eder diyenlerin referans noktası Ukrayna’nın karşılık verememesi veya vermemesi üzerine kuruluydu ancak görüldüğü kadarıyla Ukrayna bu işgale hazırlanmıştı ve direnme güdüsü ile motive edilmişti. Bazı haber kaynaklarına göre ABD geçen Aralık ayından beri bol miktarda silah ve hatta askeri eğitim vermekteydi.
Rus işgalinin yaşanacak olması son derece net gözükmesine rağmen Batı, Nato, ABD neden bu kadar pasif kaldı? Ruslar Ukrayna’ya girmeden önce ABD bir bölük asker gönderseydi veya İngiltere bunu yapsaydı, (Natodan bağımsız) Rusya yine de işgale kalkışabilir miydi?
Putin’in soğuk savaş döneminden kalma çevrelenme, Sibirya’ya doğru baskılanma ve sıkıştırılma korkuları neden bu derece körüklendi? Veya başka bir açıdan bakarsak, ABD tarihininin en zayıf döneminde olduğu için ve dikkatini Çin’e verdiği için ve yine AB bütün dikkatini kendi iç sorunlarına verdiği için Rusya’nın imparatorluk olma hevesi gözden mi kaçırıldı?
Rusya’nın Ukrayna’yı işgali en çok kimin işine yaradı ve yarar? Şüphesiz Türkiye’nin, İran’ın ve Çin’in işine yarar. Türkiye hem Nato üyesi ve Batı müttefiki olarak Batı ile hem de Rusya ile çok yakın tarihsel ilişkiler içindedir. Tarihsel bir gerçeklik olarak ne Batı ne de Rusya Türkiye’den vazgeçebilir, bu önerinin tam tersi de doğrudur ve zaten Cumhurbaşkanımız Sn Erdoğan tarafından net biçimde söylenmektedir. Ayrıca ABD’nin işine yaradı çünkü bu işgal sayesinde etkisiz durumda olan Nato konsolide oldu ve ABD’ye itaat etmeye başladı.
İşgal ve savaş durumu uzarsa Rusya’nın büyük yaptırımlara dayanması zor olacaktır veya daha doğru bir ifadeyle elbette dayanacaktır ancak çok yıpranacaktır. Batı ise başta doğalgaz ve petrol olmak üzere tahıl gibi ürünler için başka kaynaklar bulmak zorundadır. Bu durum yüzünden İran ile yakınlaşmak mecburiyetinde olacaktır. Bu yakınlaşmanın İsrail’i rahatsız etmesi kaçınılmazdır ve sadece bu yüzden son günlerde İsrail Başkanı Rusya ve Türkiye ziyaretleri yapmaktadır. İsrai’in en son isteyeceği şey bölgede güçlü bir İran’dır.
Putin’in bu kadar yalnızlaştırılmayı, koskoca ülkesini dünyadan bu kadar soyutlamayı sadece Ukrayna’yı elde etmek için göze almış olması pek anlamlı değildir. Putin operasyonun durması için Kırım’ın tanınması, Donetsk ve Luhansk bölgelerinin bağımsızlığının tanınmasını istemektedir. Diyelim ki bunlar yapıldı, Putin gerçekten duracak mı? Putin’in bütün derdi bu mu? Diyelim ki evet duracak, peki büyük yaptırımlar ne olacak? Hemen kaldırılacak, geri mi alınacaktır? Muhtemelen çok hassas bir denge içinde ilerlenecek ve Putin’in daha ileri gitmemesi şartı ile yaptırımlar Rusya’nın çöküşüne müsade etmeden yavaşça geri alınacaktır.
Peki Putin’in gerçekten daha büyük bir hedefi varsa ve bu sadece bir başlangıç ise ne olur? Mesela Putin, ben 2. Dünya savaşının galip devletlerindenim, ABD ve İngiltere galip olmanın bütün olanaklarından yararlandı ancak benim Sovyetler Birliğim dağıldı ve bugünün Rusyası sosyal ve ekonomik açıdan zayıf bir ülke, ben yine eski sınırlarımı istiyorum derse neler olur? Nato’nun buna müsade etmeyeceğini Blinken’in başta Polonya olmak üzere Finlandiya, Litvanya, Romanya ve hatta Moldova’ya gösterdiği açık desteğinden anlayabiliriz. Buralara yapılan ziyaretler ve açık destekler ile Nato kırmızı çizgisini çekiyor gözüküyor.
Bu savaşın uzaması durumunda yayılmasını da göz ardı edemeyiz. Eğer anlaşma sağlanmazsa ve Putin sıkışmaya başlarsa öncelikli olarak savaşın başka ülkere yayılmasına çalışacaktır. Ukrayna’da direnişin doğal sonucu olarak milliyetçi bir akımın yükseldiği gözükmektedir. Putin bütün Ukrayna’yı ele geçirse bile nüfusun çoğunluğunu sürmedikçe orada kalıcı olamayacaktır, bu durumda Putin büyük bir yanlışın içine mi girmiş olacak? Eğer Putin sadece Kırım, Donetsk ve Luhansk için bu saldırganlığı gerçekleştirdiyse çok şey kaybedecek ve yaptığı eyleme asla değmeyecek demektir. Putin bu kadar büyük yanlış yapar mı? Elbette bilinmez, insandır yapabilir ama daha büyük bir planının olması da süpriz sayılmaz.
Türkiye bu savaş boyunca mutlaka tarafsız kalmalıdır. Türkiye’nin değeri çok daha iyi anlaşılacaktır. Eğer savaş uzarsa Türkiye’nin yeni ekonomi modelini sürdürmesi imkansız olabilir ve yüksek faiz artışına mecbur kalabilir. Ak Parti Hükümeti’nin ve Sn. Cumhurbaşkanı’nın bugüne kadar izlemiş olduğu dış politika gayet doğrudur. Aynı çizgide devam etmesini temenni ederiz.